Artan yaşam süresi nedeniyle kanser hastalarında kemik metastazları giderek artan bir sorundur. Bu metastazlar arasında omurga en sık etkilenen bölgedir. Spinal metastazlar başlıca meme, akciğer, prostat ve böbrek kanserlerinden kaynaklanır. Metastatik spinal kord tümörlerinin tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım önemlidir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, immünoterapi, hedefe yönelik ajanlar ve ağrı yönetimi yer alır. Sistemik tedavide primer amaç hastanın yaşam kalitesi ve süresini artırmaktır. Metastatik spinal kord tümör tedavisi; tümörün histolojik tipine, boyutuna, konumuna ve hastanın bireysel durumuna bağlı olarak dikkatlice değerlendirilir. Sistemik tedavi seçimi genellikle primer tümörün tipine ve agresifliğine göre belirlenir. Kord kompresyonu ile başvuran hastalarda kortikosteroidler rutin olarak ilk uygulanan ilaçlardır. Kemoterapiye duyarlı lenfoma; küçük hücreli akciğer kanseri ve germ hücreli tümörler gibi durumlar dışında, sistemik kemoterapi tedavisinin metastatik spinal tümörlerde sınırlı bir rolü vardır. Bu durumlarda primer tümöre yönelik etkili ajanlar kullanılmaktadır. Maligniteyi yönlendiren moleküler yolakların daha iyi anlaşılması, spesifik moleküler yolakları hedef alan ajanların ve immünoterapinin geliştirilmesine yol açmıştır. Tümörü sürücü mutasyon içeren hastalar da artık mutasyona spesifik bir inhibitörün kullanılması tercih edilen başlangıç yaklaşımıdır. Genel olarak en az 6 aylık bir tedavi aralığı önerilir. Yapılan randomize kontrollü çalışmalarda bu ajanların kullanımı sitotoksik kemoterapiye göre daha uzun hastalık kontrolu elde edildiği gösterilmiştir. Kemik metastatik kanser tedavisinde primer tümöre yönelik tedavilere ek olarak iskelet ilişkili olayları önlemek ve geciktirmek için zoledronik asit ve denasumab kullanılmaktadır.